Mucize etkilerine aldanmayın! 75’ten fazla bileşen var, işte aloe vera zehri - 6 Eylül 2024 - Mehmet Korkmaz İlaç niteliği taşımayan, doğal bir şekilde topraktan elde edilen bu bitkiyi evinizde rahatlıkla yetiştirebilirsiniz. Sosyal medyanın gücü sayesinde pek çok kişi aloe veranın etkilerini görüp kendi cildinde denemek istiyor. Cilt bakım uzmanları ise bu bitkiyi ciltte kullanmanın güvenli olduğunu, ancak çözüm olmayacağını belirtti. Aloe vera cilt bakımı konusunda faydalı etkiler vermiş olabilir. Ancak herkes için çözüm olacağı anlamına gelmez. Sosyal medyada paylaşılan videoların aksine, kullanıcılar cilt tipine göre düşünerek istenen etkiyi elde etmek için dikkatli olmalıdır. Araştırmalara göre aloe veranın birçok faydası yaprağın içindeki berrak jelden geliyor. Jelin içerisindeki polisakkaritler sayesinde cilt sağlığına olumlu etkiler veriyor. Bitki yaprağının dış kısmında bulunan sıvı ise birçok toksik bileşik içeriyor. Bu toksik bileşikler üretim sırasında uygun olmayan teknikler nedeniyle jele karışabilir. Aloe veranın içerisindeki zehirli bileşikler jele karıştığında ciddi sağlık riski taşır. Jelin sağlıklı etkilerinden yararlanmak istiyorsanız dış katmanındaki sarı tabakalı sıvıya temas etmeden kullanmalısınız. Bu katmanlar cildi rahatsız edebilir. İçeriğine emin olmadan kullanmamalısınız. Dermatoloji profesörü olan Joseph F. Fowler aloe vera bitkisine yönelik yapılan çalışmaların yeterli olmadığını, klinik çalışmalarının yalnızca kemirgenler üzerinde yapıldığını belirtti. Kızarıklık, tahriş, kesik ve soyulma gibi belirtilere sahip olmayan ciltte kullanıldığında güvenli etkiler verebilir. Cilde uygulanması genellikle güvenli olsa da alerjik bünyelerde kozmetik ürün olarak tercih edilmemelidir. Ciltte tahrişe, kızarıklığa ve kaşıntıya neden olabilir. Hassas ciltlerde kurdeşene yol açabilen bu bitki, ileri seviyelerde nefes alma güçlüğü, yüz, dudak, dil veya boğazda şişmeye neden olabilir. Uzmanlar, açık veya derin yaralara kozmetik olarak aloe vera uygulanmaması gerektiğini vurguladı. Özellikle soğan ve sarımsağa alerjisi olan kişilerin aloe vera bitkisine karşı alerji belirtileri göstermesi daha yüksektir. Ağız yoluyla yüksek doz aloe vera tüketmek ise ishal, kusma, karın ağrısı, idrar ve dışkıda kan, böbrek problemleri, mide sorunları, kilo kaybı ve kalp rahatsızlığına yol açabilir. Aloe veranın kullanımı 5 bin yıl öncesine, eski Mısır’a dayanıyor. Genellikle güzellik, sağlık ve ölümsüzlüğün anahtarını tutan kutsal bir bitki olarak kabul edilirdi. Kleopatra ve Nefertiti bitkinin besleyici suyuna değer vererek fiziksel güzellik için güzellik rutinlerine dahil etmişlerdi. Ölülerin mumyalanması için bile kullanılan bu bitki fiziksel çürüme sürecini durdurarak hem fiziksel hem de ruhsal seviyede ‘sonsuz yaşam’ sağlayabilirdi. Sonsuzluk bitkisi olarak anılan aloe veranın iyileştirici özelliklerini Romalılar, Yunanlılar, Çinliler, Araplar ve Hintliler de fark etti. Özellikle yunan tıp kitaplarında bitkinin birçok sağlık sorun için kullanılabileceği yazıyor. Ancak uzmanların değindiği ‘tehlike’ noktası aloe veranın içerdiği toksik bileşenlerdir. Asırlardır iyileştirici etkiler verdiği için tercih edilen aloe vera, enzimler, amino asitler, vitaminler ve mineraller de dahil olmak üzere 75’ten fazla aktif bileşen içerir. Bu durumda kişilerin cilt yapısı, kullanım sıklığı ve toksik bileşenleri içerip içermediğine dikkat edilmelidir.